Canım Dostlarım'a
Sudenaz'ın sizler için yaptığı yılbaşı kartını göndermek için adresinizi almaya yeltendiğimde, zarfın çok boş olduğunu farkettim ve size bu mektubu yazmayı uygun gördüm.
Biz bizi biliriz. ...Ne çok şey paylaştık...Serpil Hanım bazen annem oldu, kızdı bana, eleştirdi....ama çok özeldi, yol göstericiydi...Evrim, güzel anne....şimdi miniklere annelik yapıyor....Umar, canım dostum! Ben gibi, benden sanki...
Sizlerle paylaştığımız basit bir veli - öğretmen ilişkisi değildi...Çok daha derindi...Şimdilerde bunu daha iyi anlıyorum..
Artık şehrimiz, soluduğumuz hava, paylaşımlarımız değişmiş olsa da, biliyorum ki, yüreğimiz bir...Tekrar biraraya gelsek, bıraktığımız yerden devam ederiz...
Hep denir ya, okul öncesi eğitim çok önemlidir diye, yıllar geçtikçe bunu daha iyi anlıyorum....Sudenaz halen sizlerle öğrendiği ingilizce şarkıları söylüyor müzik derslerinde. Doğumgünlerinde halen ' Sabah güneşi kadar güzel bir bebek doğdu' sözleriyle başlayan şarkıyı zikrediyor sevdiklerine. Bale derslerinde Zoya öğretmeninin verdiği disiplinde dans ediyor. İngilizce derslerinde halen sizin öğrettiğiniz kelimeleri, cümleleri tekrarlıyor...Ve halen herkese, canım dostum Umar'ın O'na sarıldığı gibi içten sarılıyor....
Bunları yazarken gözlerim doldu...
Dile gelince ne çok şey paylaşmışız diyorum...Ne kadar yazsam da, yine kesik, yine tam değil...
Bu iş sanırım yürek işi...
Yüreğini vermezsen, büyütemiyorsun, açtıramıyorsun tomurcuklarını....
Verinceyse, heryer gülistan, heryer lalezar...
Canlarım...
Tekrar teşekkür ediyorum...
Neslihan, Lerzan, Sema, Münevver....Hepinize...
Serpil Hanım, anneliğinize;
Evrim, Umar güzel gülüşünüze dostluğunuza;
Ama en çok hepinizin yüreğinize saygıyla, tekrar teşekkürler...
Hep sizin,
TUĞBA